29 Eylül 2020 Salı

Allah'ın 99 İsmi Ve Türkçe Anlamları(Esma-Ül Hüsna )



Allah'ın 99 İsmi Ve Türkçe Anlamları(Esma-Ül Hüsna )

ESMAÜ'L HÜSNA - 99 HAZiNE
"En güzel isimler (Esmaü'l Hüsna) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin." 
[ ArafSuresi,180 ] "Allah'ın 99 ismi vardır, Kim bunları sayarsa [Ahsaha] cennete gider"
 [ Buhari, Müslim ] 

Allah(c.c)
AnlamıKendinden başka hiçbir ilah bulunmayan tek bir ilah olan, tüm isim ve sıfatları kendisinde toplayan anlamına gelmektedir.


Er-Rahman
Anlamı:Esirgeyici bütün mahlukatına rahmetiyle muamele eden (dünyada) pek merhametli olan çok Rahmetli olan görünür görünmez her şeye rahmeti tecelli ettiren Yüce zat Allah bu isminin tecelliyatıyla inanan inanmayan dua eden etmeyen herkese rahmet eder ve ihsanda bulunur.

Er-Rahim
Anlamı: Bağışlacıcı, sevdiklerine ve müminlere merhamet eden (ahirette) Dünya işlerinde rabbini unutmayıp mümin olarak yaşayan ve vefat eden kullarına rahmet eden, onları bağışlayan.

El-Melik
Anlamı: Mülkün sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan bütn kainatın sahibi ve mutlak hükümdarı.

El-Kuddüs
Anlamı: Hatadan gafletten,her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan.

Es-Selam
Anlamı: Her türlü tehlikelerden kullarını selamete çıkaran,cennettekikullarına selam eden, her çeşit afet ve kederlerden emin olan.

El-Mü'min
Anlamı: Kullarına emniyet veren.. Kendinin ve peygamberlerinin doğruluğunu ortaya koyan, kullarına yaptığı vadinde sadık olan.

El-Müheymin
Anlamı: Saltanatı hakkında dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi gözetip koruyan

El-Aziz
Anlamı: üstün, kuvvetli, güçlü, şerefli, izzet sahibi, mağlup edilmesi imkansız olan her şeye galip olan.
El-Cebbâr
Anlamı: Azamet ve kudret sahibi. Dilediğini yapan ve yaptıran. Hükmüne karşı gelinemeyen.

 El-Mütekebbir 
Anlamı: Büyüklükte eşi, benzeri yok.

El-Hâlık
Anlamı:Yaratan, yoktan var eden. Varlıkların geçireceği halleri takdir eden.

El-Bâri
Anlamı: Her şeyi kusursuz ve mütenasip yaratan.


 El-Musavvir
Anlamı: Varlıklara şekil veren ve onları birbirinden farklı özellikte yaratan.

 El-Gaffâr
Anlamı:  Günahları örten ve çok mağfiret eden. Dilediğini günah işlemekten koruyan.

El-Kahhâr
Anlamı: Her istediğini yapacak güçte olan, galip ve hâkim.

El-Vehhâb 
Anlamı: Karşılıksız nimetler veren, çok fazla ihsan eden.

Er-Razzâk
Anlamı: Her varlığın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.

 El-Fettâh
Anlamı: Her türlü sıkıntıları gideren.

El-Alîm
Anlamı: Gizli açık, geçmiş, gelecek, her şeyi, ezeli ve ebedi ilmi ile en mükemmel bilen.

El-Kâbıd
Anlamı: Dilediğinin rızkını daraltan, ruhları alan.


El-Bâsıt
Anlamı:  Dilediğinin rızkını genişleten, ruhları veren.

 El-Hâfıd 
Anlamı: Kâfir ve facirleri alçaltan.

Er-Râfi 
Anlamı: Şeref verip yükselten.

El-Mu’ız 
Anlamı: Dilediğini aziz eden.

El-Müzil
Anlamı: Dilediğini zillete düşüren, hor ve hakir eden.

Es-Semi 
Anlamı: Her şeyi en iyi işiten, duaları kabul eden.

El-Basîr
Anlamı: Gizli açık, her şeyi en iyi gören.

El-Hakem 
Anlamı: Mutlak hakim, hakkı bâtıldan ayıran. Hikmet sahibi.

 El-Adl 
Anlamı: Mutlak adil, yerli yerinde yapan.

 El-Latîf 
Anlamı: Her şeye vakıf, lütuf ve ihsan sahibi olan.

El-Habîr 
Anlamı: Her şeyden haberdar. Her şeyin gizli taraflarından haberi olan.


 El-Halîm 
Anlamı: Cezada, acele etmeyen, yumuşak davranan, hilm sahibi.

El-Azîm 
Anlamı: Büyüklükte benzeri yok. Pek yüce.

El-Gafûr 
Anlamı: Affı, mağfireti bol.

Eş-Şekûr 
Anlamı: Az amele, çok sevap veren.

 El-Aliyy
Anlamı: Yüceler yücesi, çok yüce.

El-Kebîr
Anlamı:  Büyüklükte benzeri yok, pek büyük.

El-Hafîz
Anlamı: Her şeyi koruyucu olan.

 El-Mukît
Anlamı: Rızıkları yaratan.

El-Hasîb
Anlamı: Kulların hesabını en iyi gören.

 El-Celîl
Anlamı: Celal ve azamet sahibi olan.

El-Kerîm 
Anlamı: Keremi, lütuf ve ihsânı bol, karşılıksız veren, çok ikram eden.

Er-Rakîb
Anlamı: Her varlığı, her işi her an gözeten. Bütün işleri murakabesi altında bulunduran.




El-Mucîb
Anlamı: Duaları, istekleri kabul eden.

 El-Vâsi 
Anlamı: Rahmet ve kudret sahibi, ilmi ile her şeyi ihata eden.

El-Hakîm
Anlamı: Her işi hikmetli, her şeyi hikmetle yaratan.

 El-Vedûd
Anlamı: İyiliği seven, iyilik edene ihsan eden. Sevgiye layık olan.

 El-Mecîd
Anlamı: Nimeti, ihsanı sonsuz, şerefi çok üstün, her türlü övgüye layık bulunan.

 El-Bâis
Anlamı: Mahşerde ölüleri dirilten, Peygamber gönderen.

Eş-Şehîd
Anlamı: Zamansız, mekansız hiçbir yerde olmayarak her zaman her yerde hazır ve nazır olan.

El-Hak 
Anlamı: Varlığı hiç değişmeden duran. Var olan, hakkı ortaya çıkaran.

 El-Vekîl
Anlamı: Kulların işlerini bitiren. Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran.

 El-Kaviyy
Anlamı: Kudreti en üstün ve hiç azalmaz.

 El-Metîn
Anlamı: Kuvvet ve kudret menbaı, pek güçlü.

 El-Veliyy
Anlamı: Müslümanların dostu, onları sevip yardım eden.



El-Hamîd
Anlamı: Her türlü hamd ve senaya layık olan.

El-Muhsî
Anlamı: Yarattığı ve yaratacağı bütün varlıkların sayısını bilen.

El-Mübdi
Anlamı: Maddesiz, örneksiz yaratan.

El-Muîd
Anlamı: Yarattıklarını yok edip, sonra tekrar diriltecek olan.

 El-Muhyî
Anlamı: İhya eden, yarattıklarına can veren.

 El-Mümît
Anlamı: Her canlıya ölümü tattıran.

 El-Hayy
 Anlamı: Ezeli ve ebedi bir hayat ile diri olan.

El-Kayyûm
Anlamı: Mahlukları varlıkta durduran, zatı ile kaim olan.

El-Vâcid
Anlamı: Kendisinden hiçbir şey gizli kalmayan, hiçbir şeye muhtaç olmayan.

 El-Mâcid
Anlamı: Kadri ve şânı büyük, keremi, ihsanı bol olan.

 El-Vâhid 
Anlamı: Zat, sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayan, tek olan.

 Es-Samed
Anlamı: Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, herkesin muhtaç olduğu merci.

 El-Kâdir
Anlamı: Dilediğini dilediği gibi yaratmaya muktedir olan.

El-Muktedir
Anlamı: Dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi kolayca yaratan kudret sahibi.

 El-Mukaddim
Anlamı: Dilediğini yükselten, öne geçiren, öne alan.

 El-Muahhir 
Anlamı: Dilediğini alçaltan, sona, geriye bırakan.

El-Evvel
Anlamı: Ezeli olan, varlığının başlangıcı olmayan.

El-Âhir
Anlamı: Ebedi olan, varlığının sonu olmayan.



 Ez-Zâhir
Anlamı: Yarattıkları ile varlığı açık, aşikâr olan, kesin delillerle bilinen.

El-Bâtın
Anlamı: Aklın tasavvurundan gizli olan.

El-Vâlî
Anlamı: Bütün kâinatı idare eden, onların işlerini yoluna koyan.

 El-Müteâlî
Anlamı: Son derece yüce olan.

 El-Berr
Anlamı: İyilik ve ihsanı bol olan.

 Et-Tevvâb
Anlamı: Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayan.

El-Müntekım
Anlamı: Asilerin, zalimlerin cezasını veren.

 El-Afüvv
Anlamı: Affı çok olan, günahları mağfiret eden.

Er-Raûf
Anlamı: Çok merhametli, pek şefkatli.

Mâlik-ül Mülk
Anlamı: Mülkün, her varlığın sahibi.

 Zül-Celâli vel İkrâm
Anlamı: Celal, azamet, şeref, kemal ve ikram sahibi.

 El-Muksit
Anlamı: Mazlumların hakkını alan, adaletle hükmeden, her işi birbirine uygun yapan.

El-Câmi
Anlamı: İki zıttı bir arada bulunduran. Kıyamette her mahlûkatı bir araya toplayan.

El-Ganiyy
Anlamı: İhtiyaçsız, muhtaç olmayan, her şey Ona muhtaç olan.

El-Mugnî
Anlamı: Müstağni kılan. İhtiyaç gideren, zengin eden.

El-Mâni
Anlamı: Dilemediği şeye mani olan, engelleyen.

 Ed-Dârr
Anlamı: Elem, zarar verenleri yaratan.

En-Nâfi 
Anlamı: Fayda veren şeyleri yaratan.

 En-Nûr
Anlamı: Âlemleri nurlandıran, dilediğine nur veren.

 El-Hâdî
 Hidayet veren.

El-Bedî
Anlamı: Misalsiz, örneksiz harikalar yaratan. (Eşi ve benzeri olmayan).

 El-Bâkî
Anlamı: Varlığının sonu olmayan, ebedi olan.

 El-Vâris
Anlamı: Her şeyin asıl sahibi olan.

Er-Reşîd
Anlamı: İrşada muhtaç olmayan, doğru yolu gösteren.

 Es-Sabûr
Anlamı: Ceza vermede, acele etmeyen.



19 Nisan 2020 Pazar

Yüce ALLAH'A Yakın Olmanın Ve Sevgisine Erişmenin Yolları
Ebu Hureyre (r.a) dedi ki:
Rasululllah (s.a.v) şöyle buyurdu: '' Yüce Allah buyurdu ki: Kim Benim bir dostuma (velime) düşmanlık ederse, ben ona savaş ilan ederim. Kulum, üzerine farz kıldığım şeyden daha çok sevdiğim herhangi bir şeyle bana yakınlaşmaz. Kulum, Nafilelerle  bana yaklaşmayı sürdürür; sonunda ben de onu severim. onu sevince artık işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı olurum. Eğer benden bir şey dileyecek olursa andolsun ki ona veririm. Ve andolsun ki, bana sığınacak olursa, şüphesiz i ben de onu himayeme alırım.  (Buhari)

30 Mayıs 2019 Perşembe

BESMELE-İ ŞERİFE



''Besmele'' Bismillahirrahmanirrahim sözünün kısaltılmış şeklidir. Hayırlı bir işe başlarken, Allah-u Teala'nın İsmi-i Şerifini anmak ve bu mübarek İsmi-i şerif ile başlamak manasına gelir.

Meali iseRahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla demektir.

Çünkü O Rabb'dır, lütüf ve kerem sahibidir. Rahmeti engin, ihsan ve ikramları boldur.

Allah-u Teal-a Habib-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem-ini bütün işlerinde, önce Zat-ı Akdes'ini güzel isimlerini zikretmeyi öğreterek yetiştirdi. Bunu bütün mahlukatı için, uyacakları bir hüküm, takip edecekleri bir yol kıldı.

Müslüman besmele çekmekle, “Kendi adıma veya başka bir varlık adına değil, sadece Allah Teâlâ adına, O’nun rızasını kazanmak umuduyla ve O’nun izni çerçevesinde bu işi yapmaya başlıyorum.” demiş olur. Diğer yandan besmele için Yüce Allah’ın doksan dokuz ismi içinden özellikle Rahmân” ve “Rahîm isimlerinin seçilmiş olması son derece anlamlıdır. Besmele çeken bir mümin, Allah Teâlâ’nın engin rahmet ve merhametini ifade eden bu isimleri söylemekle, bütün söz ve davranışlarında rahmet ve merhameti prensip edineceğini ilân etmiş olur.







15 Mayıs 2018 Salı

DAĞLAR İLE TAŞLAR İLE






DAĞLAR İLE TAŞLAR İLE


Dağlar ile, taşlar ile,
Çağırayım Mevlam seni.
Seherlerde kuşlar ile,
Çağırayım Mevlam seni.

Su dibinde mahi ile,
Sahralarda ahu ile,
Abdal olup yahu ile,
Çağırayım Mevlam seni.

Gökyüzünde İsa ile,
Tur dağında Musa ile,
Elimdeki asa ile,
Çağırayım Mevlam seni.

Dertleri çok Eyüp ile,
Gözü yaşlı Yakup ile,
O Muhammed mahbub ile,
Çağırayım Mevlâm seni.

Hamd ve şükrullah ile,
Vasfı Kulhüvallah ile,
Daima Zikrullah ile,
Çağırayım Mevlam seni.

Bilmişim dünya halini,
Terk ettim kıylükalini,
Baş açık, ayak yalını,
Çağırayım Mevlam seni.

Yunus okur diller ile,
O kumru bülbüller ile,
Hakk'ı seven kullar ile,
Çağırayım Mevlâm seni.

Yunus Emre 

30 Ocak 2018 Salı

Allah'a iman



1- Allah'a iman
 Allahü teâlâ, vacib-ül-vücud (varlığı lazım olan) ve hakiki mabud ve bütün varlıkların yaratıcısıdır. Ondan başka ilah yoktur. Allahü teâlâ zamandan, mekandan münezzehtir. Hiçbir şeye benzemez. Allah'a iman, Allahü teâlâyı yüksek sıfatlarla vasıflamak ve noksan sıfatlardan uzak tutmaktır. Allahü teâlânın varlığına ve birliğine inandım, iman ettim, kalbimle tasdik, dilimle ikrar ettim demektir. Allahü teâlâ vardır ve birdir. Bütün ibadetler yalnızca O’na yapılır. "Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar". (Bakara, 4) Allahü Teâlâ sayı bakımından değil, ortağı ve benzeri olmamak bakımından birdir. Yani zatında ve sıfatlarında hiçbir şekilde O'na ortak yoktur. Bütün mahlûkâtın zat ve sıfatları, kendilerini yaratanın zat ve sıfatlarına benzemediği gibi, yaratanın zat ve sıfatları da, yarattıklarından hiçbirinin zat ve sıfatlarına benzemez. Allahü teâlâ bir şeyi dilerse yapar, dilerse yapmaz. Bütün mahlûkâtın her uzvunun, her hücresinin yaratıcısı, yoktan var edicisi yalnız Allahü teâlâdır. Allahü teâlânın zatının hakikatını hiçbir kimse bilemez. Akla ve hayale gelenlerin hepsinden münezzehdir, berîdir. Zâtını akla, hayâle getirmek caiz değildir. Ancak, Kur’ân-ı kerîmde beyan buyurulan sıfatlarını, ismlerini ezberleyip, ülûhiyyetini bunlarla tasdîk ve ikrâr etmelidir. Bütün sıfatları ve ismleri ezelîdir, ebedîdir. Zâtı, hiç bir yerde durmadığı gibi, bilinen altı cihetten de münezzehdir. "Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar üzüntü de çekmeyecekler". (En'am, 48)


Eksiğimiz kusurumuz Hatamız var İse Allah bizi affetsin inşallah.
Haklarınızı Helal edin bizlere...