10 Kasım 2018 Cumartesi

Beni erkeklerin yıkamasına izin verme kızım!



"Hocam ben adli tıp uzmanıyım. Size başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.
 İşim gereği her gün ölüme bakıyorum. İnancımdan inşallah Rabbim hoşnuttur.
 Başım açık geziyorum ama 14 yaşımdan beri namazımı, orucumu bırakmıyorum.
 Geçen sene bir rüya gördüm, bir ses "kızım, beni erkeğe gösterme, yarın beni getirecekler kızım, vebalim sende" dedi. Beyaz, başörtülü, nur yüzlü bir teyze. 
Uyandım, hayırdır inşaallah dedim. Sabah işe geldim.
 Cesetleri ceset torbalarından çıkartmaya başladık.
 Aa bir baktım rüyamda gördüğüm teyze. Huzurevinde ölmüş.
 Oğlu inceleme talep etmiş. Ölüm saatine baktım, rüyayı gördüğüm saatti. İçim kötü oldu. Erkek arkadaşlara bu işlemi ben yapayım dedim ve teyzenin otopsisini yaptım. Her yerinden nur akıyor gibi geldi bana. Hani ölü yıkarken ölü yardım eder derler ya aynen öyle, teyze de sanki bana yardım etti. Masaya dökülen birkaç saç telini dahi topladım, teyzenin saçlarının içine koydum. Başörtüsünü ve kıyafetlerini kanun gereği torbaya koyarız. Başında bırakamadım. İşlem bitti ve ceset torbasına koyup teslim ettik.
Oğlu ve gelini vardı, "başınız sağ olsun, mekânı cennet olsun" dedim. Oğlu bana, "Bırakın bu safsatayı, Cennet, Cehennem bu dünyada, anneme bunu anlatamadık, bari siz anlayın" tarzında bir şeyler söyledi. "Anneniz neden huzurevindeydi" dedim. "Orada yaşıtlarıyla mutlu olsun diye" dedi. Geldiği huzurevi de Ankara'nın en lüks huzur evi, çok pahalı bir yer. Ünlüler, zenginler falan var. Oğlunun Ostim'de fabrikası varmış. O kadar zenginlikte anacığını oraya terk etmiş. Akşam eve gidince teyzenin ruhuna Yasin okudum. O gece teyzeyi rüyamda annemle birlikte Kâbe'de gördüm. Annem iki sene evvel rahmetli olmuştu. Abdestini aldı, namaza duracakken fenalaştı ve kaybettik. Sizinle paylaşmak istedim hocam."

20 Ağustos 2018 Pazartesi

ZİNAYA GİDERKEN CAMİYE GİDEN GENÇLER





Sözler Köşkü olarak bu hafta Diyarbakırdaydık. Ve Ulu Cami önünde Ceyhun Hamid Yılmaz, Zinaya Giderken Camiye Giren Gençler ! - Zina için yola çıkıp mescitte namazla biten bir olayının ikinci hikayesini anlatıyor. Muhteşem hikayeler ve harika hayatı değişen insanların hikayeleri. Ceyhun Hamid Yılmazdan ilginç bir sohbet. Bu hikayenin ikinci bölümüyle karşınızda. İyi seyirler.


Alıntıdır...

13 Ağustos 2018 Pazartesi

MEZARLIKTAN GELEN KABİR VİDEOSU (Ölmeden Önce izle)









MEZARLIKTAN GELEN KABİR VİDEOSU (Ölmeden Önce izle) (+15) Kabre Girince Başına Tek Tek Gelecekler! Gözlerini Kapat ve Dinle! Kabirdesin, yapayalnızsın. Kabir Hayatı nasıl olacak ? Orada ne yapacaksın ? Sahip olduğumuz herşey birgün bizi terkedecek. Peki buna hazır mıyız ? Göz yaşlarına hakim olamayacaksın . Kabir Hayatı Nasıl Olacak ? Fatih Yağcı Kabir Sohbeti!

7 Ağustos 2018 Salı

1 Ağustos 2018 Çarşamba

6 Haziran 2018 Çarşamba

27 Mayıs 2018 Pazar

Annesini üzen gence yapılan kabir azabı!








Annesini üzen gence yapılan kabir azabı!

Annesini üzen çocuk annesini üzen cocuklar kabir azabı gören kadın mezarda azap gören genç

Annesini üzen gence yapılan kabir azabı!..

Peygamber Efendimiz (sav.) Selman-ı Farisî hazretleri ile kabristana gitmişlerdi.

Resulullah efendimiz, bir kabrin başına varınca gözyaşları dökmeye, hatta hırka-i saadeti ıslanıncaya
kadar ağlamaya başladılar.

Selman-ı Farisi hazretleri; - Ya Hayrelbeşer! Ağlamanızın sebebi nedir? dedi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz; - Bu kabirde yatan bir delikanlıdır; ona şiddetli azap olunmaktadır.

Kardeşim Cebrail’e bu ehl-i kabre neden bu kadar azap edildiğini sordum, anasına asî olduğunu ve anasının da ona hakkını helâl etmediğini söyledi.

Sen git Bilâl’e söyle, Medine halkını buraya çağırsın, buyurdular. “O, BENİM OĞLUMUN KABRİ” Selman-ı Farisî hazretleri gidip hazreti Bilâl’e durumu anlattı, o da bütün Medine ahalisine duyurdu...
Medineliler bölük bölük kabristana gelmeye başladılar. Peygamber efendimiz, gelenlere ve herkese “Sahibi olduğunuz kabrin başına varın” buyurdular...

Biraz sonra elinde asası olduğu halde yaşlı bir kadın geldi, Peygamber Efendimizin başında beklediği kabrin yanına yaklaşıp durdu. Resulullah Efendimiz; - Burada yatan senin neyin olur? diye sordu. Kadın da oğlu olduğunu söyledi.

Resulullah efendimiz; - Oğluna dargın mı idin? diye sordu. Kadıncağız dargın olduğunu söyledi ve oğlunun kendisine yaptığı eziyeti şöyle anlattı: - Bir gece eve geç gelmişti. Kapıyı birkaç defa çalmış, ben kapıyı açtığım zaman geç açtığım için beni eliyle itti, kolumu ve gönlümü incitti, ondan sonra da iflah olmayıp bu dünyadan göçüp gitti...

Peygamber efendimiz, ihtiyar kadına; - Oğlunun hâline bir bak! Eğer sen hakkını helâl etmezsen oğlun kıyamete kadar bu azabı çekecek, ondan sonra da cehennem azabı çekecek, diyerek gözlerinden dünya perdesini kaldırdı.

 “BEN HAKKIMI HELAL ETTİM” Kadın, oğlunun bu hâlini görünce dayanamadı; - Ya Rabbi! Oğlumu affet, ben ona hakkımı helâl ettim, diye Allah’a yalvarmaya başladı. Cenab-ı Hak da o andan itibaren hemen ondan kabir azabını kaldırıp, başka bir günahı olmayan bu gencin kabrini, cennet bahçesine çevirdi. Peygamber Efendimiz; - Siz kabri ne zannettiniz, kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya cehennem çukurlarından bir çukurdur, buyurdular...
Cemal Kuru Annem İlahisi







Cemal Kuru Annem

Anаm sаnа gelemedim 

Kıymetini bilemedim 

Huzurunu süremedim

Anаm аnаm аnаm аnаm gаrip аnаm


Annem аnnem аnаm аnаm

Kıymetini bilemedim


Anаlаr bаşlаrın tаcı 

Yаvrusunа hep duаcı 

Anаlаr dertler ilаcı 

Anаm аnаm аnаm gаrip аnаm


Annem аnnem аnаm аnаm

Kıymetini bilemedim


Her derdimi söyler idim

Merhаmetle dinler idin

Çаreleri söyler idin

Anаm аnаm gаrip аnаm


Annem аnnem аnаm аnаm

Kıymetini bilemedim


Soğuk kış günleri sobа yаkаrdın 

Ağlаmаsın diye bаnа bаkаrdın 

Gece emzirmeye on kez kаlkаrdın

Tаtlı uykulаrını bölerdin аnаm

15 Mayıs 2018 Salı

DAĞLAR İLE TAŞLAR İLE






DAĞLAR İLE TAŞLAR İLE


Dağlar ile, taşlar ile,
Çağırayım Mevlam seni.
Seherlerde kuşlar ile,
Çağırayım Mevlam seni.

Su dibinde mahi ile,
Sahralarda ahu ile,
Abdal olup yahu ile,
Çağırayım Mevlam seni.

Gökyüzünde İsa ile,
Tur dağında Musa ile,
Elimdeki asa ile,
Çağırayım Mevlam seni.

Dertleri çok Eyüp ile,
Gözü yaşlı Yakup ile,
O Muhammed mahbub ile,
Çağırayım Mevlâm seni.

Hamd ve şükrullah ile,
Vasfı Kulhüvallah ile,
Daima Zikrullah ile,
Çağırayım Mevlam seni.

Bilmişim dünya halini,
Terk ettim kıylükalini,
Baş açık, ayak yalını,
Çağırayım Mevlam seni.

Yunus okur diller ile,
O kumru bülbüller ile,
Hakk'ı seven kullar ile,
Çağırayım Mevlâm seni.

Yunus Emre 

2 Mayıs 2018 Çarşamba

Haşr Suresi | Huvallahullezi







Hadisi şerifte:
Kim sabahladığında üç kere " EÜZÜ BİLLAHİS-SEMİİL ALİMİ MİNEŞ-ŞEYTANİRRACİM " (ALLAH'ın rahmetinden kovulmuş şeytandan, işiten ve bilen ALLAH'a sığınırım) diyerek haşr süresinin son üç ayetini okursa, ALLAH ona akşama kadar YETMİŞ BİN MELEĞİ - salevat getirmek, istigfar etmek üzere -müvekkel kılar.
O gün kişi ölürse ŞEHİTLİK sevabına yakın bir sevap kazanır.

Akşam okunup yatıldığında sabaha kadar, sabah okunduğunda akşama kadar aynı sevap verilir.

HÜVALLAHÜLLEZİ

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

HÜVALLAHÜLLEZİ LA İLAHE İLLA HÜ, ALİMÜLĞAYBİ VEŞŞEHADEH, HÜVERRAHMANÜRRAHİM.
HÜVALLAHÜLLEZİ LA İLAHE İLLA HÜ, ELMELİKÜL KUDDÜSÜSSELAMÜL MÜMİNÜL MÜHEYMİNÜL AZİZÜL CEBBARÜL MÜTEKEBBİR, SÜBHANALLAHİ AMMA YÜŞRİKÜN.
HÜVALLAHÜL HALİKÜL BARİÜL MUSAVVİRU LEHÜL ESMAÜLHÜSNA, YÜSEBBİHÜ LEHÜ MA FİSSEMAVATİ VEL ARD. VE HÜVEL AZİZÜL-HAKİM.

ANLAMI:

O, ÖYLE BİR ALLAH'TIR Kİ, ONDAN BAŞKA İLAH YOKTUR. GÖRÜLMEYENİ VE GÖRÜLENİ BİLENDİR. O, RAHMAN VE RAHİMDİR. O. ÖYLE BİR ALLAH' TIR Kİ, KENDİSİNDEN BAŞKA HİÇ BİR İLAH YOKTUR. O, MALİK VE SAHİPTİR, MÜNEZZEHTİR, SELAMET VERENDİR, EMNİYETE KAVUŞTURANDIR, GÖZETİP KORUYANDIR, ÜSTÜNDÜR, İSTEDİĞİNİ ZORLA YAPTIRAN, BÜYÜKLÜKTE EŞİ OLMAYANDIR. ALLAH MÜŞRİKLERİN ORTAK KOŞTUKLARI ŞEYDEN MÜNEZZEHTİR. O, YARATAN, VAR EDEN, VARLIKLARA ŞEKİL VEREN ALLAH'TIR. EN GÜZEL İSİMLER ONUNDUR. GÖKLERDE VE YERDE OLANLAR ONU TESBİH ETMEKTE VE ŞANINI YÜCELTMEKTEDİRLER. O, GALİP OLAN, HER ŞEYİ HİKMETİ UYARINCA YAPANDIR.

19 Nisan 2018 Perşembe

12 Nisan 2018 Perşembe

Halil İbrahim Büyükoruç - Mekkeye

Rüyamda Mekkeyi gördüm
Beytullaha yüzüm sürdüm
Yüreğime hasret ördüm
Gidebilseydim Mekkeye
****
Mekke şehri Halilullah
Orda doğdu Rasulallah
Cana can katar Beytullah
Gidebilseydim Mekkeye
****
Beyaz ihram giyemedim
Hacı oldum diyemedim
Gözyaşımı silemedim
Gidebilseydim Mekkeye
****
Arafat dağını görsem
Toprağına yüzüm sürsem
Çıkıp ta murada ersem
Gidebilseydim Mekkeye
****
Babus-selamı açarlar
Gül kokuları saçarlar
Sanki kuş olup uçarlar
Gidebilseydim Mekkeye

26 Mart 2018 Pazartesi

İllallah Zikri



illallah, illallah, la ilahe illallah, zikir - Evliyanın büyükleri Kelime-i Tevhid zikrine çok ehemmiyet vermiş, dilden düşürmemeyi tavsiye etmiştir. Kelime-i Tevhi "La ilahe illallah" zikri faziletleri sayılamayacak kadar çoktur. Velakin, faziletleri karşılık olarak beklemek yerine sadece Şanı Yüce Allah'ın rızasına ermek niyeti ve amacı ile zikirlerimizi yapacağız inşallah. Tevhidi dilinden düşürmeyen kardeşlerime selam olsun. Sadece Allah rızası için zikir yapan kardeşlerime selam olsun. Allah her ne hayırlı muradınız var ise katından lütfu keremi ile ikram etsin. Yüce Allah tüm tevhid ehlini ahir zaman fitnelerinden korusun ve muhafaza eylesin. Amin. Video Hakkında Ses kaydı cep telefonundan çekilmiş ve görüntü after effects programında yapılmıştır. Bir kişi klonlanarak çoğaltılmıştır. Mekan photoshopta hazırlanmıştır. TAMAMEN AMATÖR bir çalışmadır. Grubumuz veya çokluğumuz olmadığından bu şekilde bu geceye özel hazırladık. Hatamız varsa affola. Saygı ve hürmetlerimle

Yunus Gibi Sevmek

16 Mart 2018 Cuma

KABİRDEKİLER İÇİN CUMA NEDİR BİLİRMİSİNİZ ?


KABİRDEKİLER İÇİN CUMA NEDİR BİLİRMİSİNİZ?
FAKİH Anlatıyor:
-Babam bana şöyle anlattı:
-Salih Meri, cuma gecesi, cuma namazını kılmak üzere mescide gitmek için yola çıktı. Kabristana uğradı. Kendi kendine şöyle dedi:
-Tan yeri ağarıncaya kadar kalayım.
Kabristanın içine girdi. İki rekat namaz kıldı. Bir kabre dayandı. Gözlerine uyku geldi. Şöyle bir rüya gördü: Kabirde yatanlar kabirlerinden çıkmışlar, halka halka olup oturmuş, konuşuyorlar.
Bir de baktı ki,onlardan ayrı, kirli elbiseli bir genç, bir köşede, üzüntülü bir halde oturuyor. Onu yanlarına oturtmuyorlar. Oradakilerin hepsine tepsi tepsi, üzeri mendillerle örtülü hediyeler gelip dağıldı. Herkes kendi tabağını aldı; sonra kabrine girdi. En sonuna bu genç kaldı.
O da üzüntülü bir halde, kalktı; kabre girmek istedi. Hemen ona sordum:
-Hey Allah'ın kulu, sende gördüğüm bu üzüntü neden? Sonra gördüğüm bu hal nedir?
Bana şöyle dedi:
- Ey Salih Meri, sen o tepsileri gördün mü?
- Evet, gördüm, deyince şöyle anlattı:
- O tabaklar, hayattakilerin ölülerine hediyeleridir. Onların adına verdikleri sadaka, yaptıkları dua, cuma geceleri onlara gelir.
Daha sonra şöyle dedi:
- Ben, Sindli biriyim. Anam hacca gitmek istedi; beraber yola çıktık. Basra’ya gelince öldüm. Bundan sonra anam evlendi. Kendisinin bir oğlu olduğunu ve öldüğünü kocasına anlatmadı. Dünyaya daldı. Ne bir işaretle ne de bir sözle beni andılar.
Ölümümden sonra beni hatırlayan kimse olmayınca üzülmek bana haktır.
Sordum:
-Senin ananın evi nerede?
Onun yerini bana anlattı.
Sabah oldu Namazımı kıldım. Sonra gittim. O kadının evini sordum, buldum.
Yanına gittim,izin istedim. Kendimi ona tanıttım, kapıdan:
-Ben Salih Meri'yim, dedim. İzin verdi, içeri girdim.
Şöyle dedim:
-Benim söyleyeceğim söz, senin söyleyeceğin söz hiç kimse tarafından duyulmamalıdır. Böyle istiyorum.
Ona yaklaştım, aramızda bir perde kaldı.
Şöyle sordum:
-Sana Allah'tan rahmet dilerim, çocuğun varmı?
-Yoktur.
Tekrar sordum:
-Daha önce bir çocuğun olmuş muydu?
Derin bir nefes aldı, sonra şöyle dedi:
-Benim bir genç oğlum vardı, öldü.
Bunun üzerine durumu ona anlattım. Ağlamaya başladı.
Sonra şöyle dedi:
-Ey Salih! O benim ciğerparem, kalbim idi. İçim onun yuvası olmuştu. Göğüslerimden ona süt içirdim. Kucağım onun sığınağı idi.
Daha sonra çıkardı bana bin dirhem verdi. Ve şöyle dedi:
-O sevdiğim göz nurum için bunları dağıt. Kalan ömrümde onu duadan unutmayacağım. Onun için sadaka vereceğim.
Gittim, o bin dirhemi dağıttım.
Ertesi cuma geldi. Cumaya gitmeyi istedim. Yine kabristana uğradım.İki rekat namaz kıldım, sonra bir kabre dayandım. Yine dalmışım. Baktım ki, bir cemaat yine çıkmış. Bu arada o genci gördüm. Üzerinde beyaz bir elbise vardı. Sevinçli ve mesrurdu.
-Ey Salih! Allah bizim için seni mükafatlandırsın. Gönderdiğiniz hediye bize geldi.
Ona dedim ki:
-Siz kabirdekiler cumayı bilir misiniz?
Şöyle anlattı:
-Evet biliriz. Havadaki kuşlar bile onu bilir. Cuma günü için birbirlerine şöyle derler:
-Bu faziletli gün için, selam,selam...
Okuduysanız beğenip paylaşalım bu güzel kıssayı herkes okusun

2 Mart 2018 Cuma

8 Şubat 2018 Perşembe

Hacca Gitmek


Hacca gitmek; İslamın beşinci şartıdır.

Mekke-i mükerreme şehrine gidip gelinceye kadar, geride bıraktığı çoluk çocuğunu geçindirmeye yetişecek maldan fazla kalan para ile oraya gidip gelebilecek kimsenin, ömründe bir kere, Kâbe-i şerifi tavaf etmesi ve Arafat’ta durması farzdır.

Müslümanların özel bir zamanda bir ibadeti yapmak kasdıyla Mekke'de bulunmasıdır.

Haccın vücub ve eda şartları vardır.

Vücub şartları şunlardır:

1- Müslüman olmak.

2- Kâfir ülkesinde olanın, haccın farz olduğunu işitmesi.

3- Akıl baliğ olmak.

4- Hür olmak.

5- Nafakadan fazla olarak, hacca götürüp getirecek ve evindekilere yetecek kadar parası olmak.

6- Hac vaktinin gelmiş olması. [Hac vakti, arefe ve bayram günleri olmak üzere, 5 gündür.]

7- Hacca gidemeyecek kadar, kör, hasta, ihtiyar ve sakat olmamak.

Eda şartları da şunlardır:
1- Hapsedilmiş veya yasaklı olmamak.

2- Hac için gideceği yolda ve hac yerinde selamet ve emniyet olması.

3- Kadının, kocasının veya ebedi mahrem akrabasından fâsık ve mürted olmayan akıl baliğ veya mürâhık bir erkekle beraber gitmesi lazımdır. Bunun yol parasını verecek kadar, kadının zengin olması da lazımdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez!" (Bezzar)

(Şafii’de, mahremsiz olarak, kadınlar farz olan hacca gidebilir. Kadının mahreminin hac yolunda ölmesi, Şafii’yi taklit etmesi için özür olur.) Erkeksiz kadın hacca gidemez. Giderse, haccı sahih olursa da, haramdır.

Erkeğiyle gidince de, otelde, tavafta, say’da ve taş atarken, erkekler arasına karışması haccın sevabını giderdiği gibi, büyük günaha da girer.

4- Kadın, iddet halinde olmamak.

(Vücub şartları bulunmakla beraber, eda şartları da kendisinde bulunanın, o yıl hacca gitmesi farz olur. O yıl, hac yolunda ölürse hac sâkıt olur. Vekil gönderilmesi için vasiyet etmesi gerekmez. O yıl gitmezse, günah olur. Sonraki yıllarda, hac yolunda veya evinde hasta, hapis veya sakat olursa, yerine başkasını, bedel [vekil] göndermesi veya bunun için vasiyet etmesi gerekir. Vekil gönderdikten sonra iyi olursa, kendinin gitmesi de lazım olur. Sonraki senelerde hacca giderse, tehir günahı af olur.)
Zekat Vermek


Zekat vermek; İslamın dördüncü şartıdır.

Nisap miktarı yani borçlarını düştükten sonra alacaklarıyla beraber elinde 96 gram değerinde, para veya ticaret malı olanın kırkta birini zekat vermesi farzdır.

Zekat maddi durumu iyi olan herkesin, her sene fakir veya muhtaçlara verilmesi gereken sadakadır.

Meyve ve tarla mahsulünün de onda birini fakire vermek farzdır. Bu onda bir zekata da uşur denir.

"Zekat vermeyene Allahü teâlâ lanet eder." (Nesai)

Zekat kimlere verilir:
1- Fakirler: Dini ölçülere göre zengin sayılmayan, nisab miktarı malı olmayan kimselerdir.
2- Yoksullar: Hiçbir şeyi olmayanlar.
3- Borçlular: Borcundan fazla nisab miktarı mala sahip olmayanlar.
4- Yolcu: Memleketinde malı olduğu halde yolda parasız kalan, elinde bir şey bulunmayan kimselerdir. (Bunlara memleketlerine varacak kadar zekât verilebilir.)
5- Allah Yolundakiler: Bunlar cihad veya hac için yola çıkıp parasız kalanlar ile işini gücünü bırakıp kendisini ilme vermiş olan kimselerdir.

Zekat Verirken Şu Sıra Gözetilmeli: 


Önce kardeşler, kardeş çocukları, amca, hala, dayı ve teyze, sonra diğer akraba ve komşular, bunlardan sonra mahallesinde ve oturduğu memleketteki fakirler. Aldığı zekât parasını günah yolunda harcayacak veya israf edecek olan kimselere değil, gerçek ihtiyaçları için harcayan fakirlere vermek daha iyidir.


Eksiğimiz kusurumuz Hatamız var İse Allah bizi affetsin inşallah.
Haklarınızı Helal edin bizlere...
Oruç Tutmak


Oruç tutmak; İslamın üçüncü şartıdır. Ramazan ayında, bir ay oruç tutmak farzdır. Tutmamak büyük günahtır.

Oruç; niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından (imsak vaktinden) itibaren güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir.

Her Müslümanın ramazan ayında fecrin başlamasından ki bu sabah namazından güneş batıncaya akşam namazına kadar yemeyi, içmeyi ve şehevi arzuları terk ederek oruç tutmaladır.

Oruç, yalnız aç ve susuz kalmak değildir. Bir hayvanı veya inanmayan bir kimseyi bir odaya hapsedip aç, susuz bırakmakla oruç tutturulmuş olmaz. Oruçtan maksat, sabır, şükür, nefis terbiyesidir.
Oruç, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır.
Orucun müslümanlara farz olduğu Bakara sûresindeki:
"Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz." 183. ayetiyle bildirilmiştir. Ayrıca aynı sûrenin 185. âyetinde de "sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin." buyurularak oruç ibadetinin yerine getirilmesi emredilmiştir. Peygamber Efendimiz de, İslâm'ın beş temelinden birinin Ramazan ayında oruç tutmak olduğunu bildirmiştir.
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"Cennette "Reyyan" denilen bir kapı vardır. Bu kapıdan kıyamet gününde Cennete yalnız oruçlular girerler; o kapıdan onlardan başka hiç bir kimse giremez."


Eksiğimiz kusurumuz Hatamız var İse Allah bizi affetsin inşallah.
Haklarınızı Helal edin bizlere...